At yarışı denince akla ilk gelen isimler genelde tahminciler, jokeyler ya da yarışseverler olur. Ama bu tutkunun bir şaire, hem de Türk edebiyatının en özel isimlerinden biri olan Orhan Veli Kanık’a kadar uzandığını biliyor muydunuz?
Orhan Veli’nin hayatı kısa ama bir o kadar da doludur. Geçim sıkıntısı çeken bu büyük şair, şiirlerinden elde ettiği gelirle ayakta kalmakta zorlanmış, maddi çıkış yolu olarak at yarışlarına ve piyangoya yönelmiştir. Ancak zamanla bu ilgi yalnızca bir şans oyunu olmaktan çıkıp derin bir tutkuyla bütünleşmiştir.
Cebinden Şiirle Birlikte Kupon Çıkan Şair
Şairin ölümünden sonra cebinden çıkan belgeler arasında sadece şiir taslakları değil, aynı zamanda at yarışı kuponları da bulunmuştur. Bu detay, onun yarışlara sadece ekonomik kaygılarla değil, kalpten bir bağlılıkla yaklaştığını açıkça gösteriyor.
Yarışa Şiir Gibi Tahminler: Nahit Hanım’a Mektup
Orhan Veli’nin yarışlara olan ilgisi, yalnızca kuponlarla sınırlı kalmamış. Sevgilisi Nahit Hanım’a yazdığı mektup, yarışseverler arasında efsane olmuştur. Mektubunda o günkü koşulara dair tüyolar verir, yarış tahminlerini paylaşır, kaçırdığı kuponlara duyduğu hayıflanmayı dile getirir. Mektubun sonunda ise şu cümle yer alır:
"Bu mektubu mektuptan sayma."
Aslında bu satır, onun yarış yazarlığına attığı ilk adım sayılabilir.
Yarışsever Şairin Talihsiz Vefatı
Orhan Veli, bir belediyenin açtığı çukura düşüp başını çarpar. Birkaç gün sonra bir arkadaşının evinde fenalaşır ve hastaneye kaldırılır. İlk teşhis alkol koması olsa da, aslında beyin kanaması geçirdiği anlaşılır. Ne yazık ki müdahale gecikmiştir. 14 Kasım 1950'de hayata veda eder.
Yarışa Olan Bağlılık: Kumar mı, Tutku mu?
Orhan Veli’nin hikâyesi bize bir şeyi net şekilde anlatıyor: At yarışı herkes için sadece bir bahis değil. Şiir gibi yaşayan bir adam için bu, bir duygu, bağ ve anlam meselesiydi. Yarışları sadece şans oyunu olarak görmek, bu tutkuyu hafife almak olur. Tıpkı Atatürk'ün dediği gibi, bu tip sosyal ilgiler bireylerin hayatında özel bir yer tutar.
Son söz:
Orhan Veli’nin yarışa olan ilgisi, sadece şair ruhuyla değil, yarışsever duruşuyla da örnek bir hikâyedir. Belki biz de kuponlarımızı hazırlarken onun gibi bir dizeye ya da içten bir tahmine ilham oluruz, kim bilir?